
İşte o mısralardan birinde Paşa, Avrupa tecrübelerinin ardından bütün benliğiyle inancının yoğurarak şöyle haykırır ve de hayıflanır:
Diyar-ı küfrü gezdim, beldeler, kâşâneler gördüm
Dolaştım mülkü İslamı bütün viraneler gördüm
Küfür tek millet halinde, beldeler ve kaşaneler görünümündeyken; İslam dünyasının hâli pürmelali ise paramparça, pejmürde, perişan, darmadağın, virane bir fotoğraf görünümündedir.Paşa’nın virane ve kaşaneden kastı milletin ruhu ve manevi hayatıdır.Batı’nın 400 yıl önce ektiği tohum meyvesini vermiştir.İslam ruhunu bizden çalmış ve bizi ruhsuz bırakmıştır.
Âkif de aynı gerçekleri haykırır:
Musallat, hiç göz açtırmaz da Garb’ın kanla kabusu
Asırlar var ki İslamın muattal beyni bazusu.
“Ne gördün, Şark’ı çok gezdin diyorlar. Gördüğüm; Yer yer;
Harap iller, serilmiş hanümanlar, başsız ümmetler.
Yıkılmış köprüler, çökmüş kanallar, yolcusuz yollar,
Buruşmuş çehreler, tersiz alınlar, işlemez kollar,
Bükülmüş beller, incelmiş boyunlar, kaynamaz kanlar,
Düşünmez başlar, aldırmaz yürekler, paslı vicdanlar,
Tegallüpler, esaretler, tahakkümler, mezelletler,
Örümcek bağlamış tütmez ocaklar, yanmış ormanlar,
Cemaatsiz imamlar, kirli yüzler, secdesiz başlar,
“Gaza” namıyla dindaş öldüren bî-çare dindaşlar,
Ipıssız aşiyanlar, kimsesiz köyler, çökük damlar,
Emek mahrumu günler, fikr-i ferda bilmez akşamlar…
………….
Derinden gelir feryadı yüz binlerce âlâmın
Ufuklar bir kızıl çember, bükük boynunda İslam’ın.
Aynı dertten muzdarip bir başka şair Muhammed İkbal ise 1908 yılında İngiltere’deki çalışmalarını tamamlayıp ülkesine dönmeye karar verdiğinde Sicilya adasında şu mısralar dökülür dudaklarından:
“Ey garip yolcu! Sen b
u eski aşina sahillerden geçerken gözyaşı dökmek değil, kan ağlamalısın. Çünkü bu hazin ülkeler İslam medeniyetinin matemler içinde gurup ettiği hicranlı ufuklardır. Ey öksüz sahiller asırlar boyunca ezen sesleri dinlemiş; fakat bugün içim kan ağlamaktadır.”
Evet, Batı müteyakkız bir haldeyken; İslam dünyası büyük bir gaflet içindedir. Bu gafletten uyanma zamanı gelmiş, geçiyor. Tarihte biz dipdiri, capcanlı bir ruh ile ihtişamlı idik; kâşaneler bizimdi, virane olan ise onlardı. Şimdilerde o ruhu kaybettik. Halimiz ortada. İşte Bosna, İşte Çeçenistan, işte Irak… Ve diğerleri… Ağlanacak bir haldeyiz. Öyle değil mi? Bir tarafta viran olmuş İslam dünyası, diğer tarafta ise kendini bu viraneden emdiği kanlarla besleyen batı dünyası…
Çocuk-sabi demeden, yaşlı-genç demeden önüne ne gelirse katlediyor, öldürüyor, yakıyor, yıkıyor, kan akıtıyor… Dün Keşmirdi, Çeçenistan’dı; bugün Irak, Lübnan... Yarın daha başka bir yer… Ama mutlaka bir Müslüman kanı akıtılıyor…
“Ey garip yolcu! Sen b
Evet, Batı müteyakkız bir haldeyken; İslam dünyası büyük bir gaflet içindedir. Bu gafletten uyanma zamanı gelmiş, geçiyor. Tarihte biz dipdiri, capcanlı bir ruh ile ihtişamlı idik; kâşaneler bizimdi, virane olan ise onlardı. Şimdilerde o ruhu kaybettik. Halimiz ortada. İşte Bosna, İşte Çeçenistan, işte Irak… Ve diğerleri… Ağlanacak bir haldeyiz. Öyle değil mi? Bir tarafta viran olmuş İslam dünyası, diğer tarafta ise kendini bu viraneden emdiği kanlarla besleyen batı dünyası…
Çocuk-sabi demeden, yaşlı-genç demeden önüne ne gelirse katlediyor, öldürüyor, yakıyor, yıkıyor, kan akıtıyor… Dün Keşmirdi, Çeçenistan’dı; bugün Irak, Lübnan... Yarın daha başka bir yer… Ama mutlaka bir Müslüman kanı akıtılıyor…
YILMAZ KISA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder