YAHYA KEMAL BEYATLI

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2008, Yahya Kemal Yılı olarak ilan edildi. 2008 ünlü şairin ölümünün 50. yılı. Hem devlet hem de çeşitli sivil toplum kuruluşlarınca anılacak, sempozyumlar yapılacak olan edebiyatımızın İstanbul aşığı "Sessiz Gemi" şairini bizde ölümünün 50. yılında okuyucularımıza hatırlatalım istedik.

1884 yılında Üsküp'te dünyaya gelir. Asıl adı Ahmed Agâh'tır. İlk öğrenimini Üsküp'te gördü. İstanbul Vefa Lisesi mezunudur. Başlangıçta Sultan II.Abdülhamit yönetimine karşı muhaliflerin safında yer alarak Paris'e kaçtı. Fransa'da siyasal bilgiler okurken hocası Albert Sorrel'in etkisinde kalarak düşüncelerinde değişmeler oldu.Fransa'da 9 yıl kaldı. Fransız Edebiyatı'nı ve edebiyatçılarını yakından tanıma imkânı buldu. Onlardan etkilendi. Doğu Dilleri Okulu'na devam ederek Arapça ve Farsça'sını geliştirdi. Divan şiiri üzerinde yoğunlaştı.1913 yılında İstanbul'a döndü. Darüşşafaka, Medresetü'l-Vâizin ve Darülfünûn'da tarih ve edebiyat dersleri okuttu. Gazete ve dergilerde yazılar yazdı. Lozan Konferansı'na katıldı. 1923'te Urfa Milletvekili seçildi. Çeşitli ülkelerde diplomatik görevler alarak Türkiye'yi temsil etti. Yozgat, Tekirdağ ve İstanbul Milletvekilliği yaptı. Pakistan Büyükelçiliği görevindeyken emekli oldu (1949) ve yurda döndü.Tedavi için Paris'e gitti. Bir yıl sonra da öldü (1958). Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en büyük temsilcilerinden birisidir. Aruzla yazmıştır. Klasik şiirimizin temel özelliklerine bağlı kalarak, kendine özgü bir şair olmuştur. Sanatta ve edebiyatta millî ve manevî değerlere bağlı kalmıştır.

Yahya Kemal sağlam bir kültür ve dil bilinci üstüne kurduğu şiirlerindeki klasik yalınlık ve güçlülükle, sanatının özünde ve biçiminde ulusal ve modern olanın, bireysel ve toplumsal olanın, tarihsel ve çağdaş olanın sentezine ulaşmadaki çabaları ve başarılarıyla, modern şiirimizin büyük bir kurucu ustası, klasiğidir. Bu özellikleriyle, XX. yüzyıl dünya şiirinin de önemli şairleri arasında buluduğundan kuşku yoktur.

Yahya Kemal'in dili "Fikret'in daha çok konuşmalarla sınırlı kalan, Rıza Tevfik'te bir düzen ve süreklilik sağlayamayan, Mehmet Emin'de İstanbul konuşmasının sınırlarını aşan ve kalıplaşan, Mehmet Âkifte fazla halklaşan ve bazen argolaşan Türkçelerden çok üstün niteliktedir... Aruz vezni ile Fikret kuvvetli bir dış musikisi ve ustalıklı bir manzume lisanı vücuda getirmişti. Bu vezni daha temiz, daha sade bir Türkçe ile dillendirmek kudretini de Mehmet Akif göstermişti. Fakat tam on asırlık bir atalar mirası olan bu güzel vezinle yalnız şiir söyleyen ilk büyük şair Yahya Kemal oldu... (Nihat Sami Banarlı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihî).

ANEKDOT
AKŞAM YEMEĞİ
Yahya Kemâl, dostlarından birine:
-Bu akşam yemeği benimle yer misin? Diye sorunca, arkadaşı:
-Hay hay! Der. Çok memnun olurum. Hiçbir mazeretim yok!
Yahya Kemal gülümseyerek karşılık verir:
-İyi öyleyse, bu akşam size geliyorum.


ESERLERİ

Aziz İstanbul
Eğil Dağlar
Siyasi Hikayeler
Siyasi ve Edebi Portreler
Edebiyata Dair
Çocukluğum, Gençliğim, Siyasi ve Edebi Hatıralarım
Tarih Müsahabeleri
Bitmemiş Şiirler
Mektuplar - Makaleler

YILMAZ KISA

Hiç yorum yok: